Nsangwini Mağarası Resimleri

Nsangwini, Swaziland'ın en iyi çalı adam resimlerini muhafaza ediyor ve ülkenin en etkileyici kültürel cazibe merkezlerinden biri. Mağaralar 1955 yılında keşfedildi. Ancak resimlerin tarihlendirilmesi daha zor oldu: 400 ila 4,000 yıl arasında herhangi bir yaşta olabilirler ve muhtemelen yüzlerce yıl içinde yapılmışlardır. Yaşları ne olursa olsun, bu Sanların eseriydi ve sömürge dönemlerinden öncesine dayanıyor. Kayada, bir fil, bir aslan ve Zambezi'nin güneyindeki tek kaya resmi antilopu da dahil olmak üzere çeşitli hayvanların net bir şekilde tasvir edildiğini göreceksiniz. Daha ilgi çekici olan ise insan figürleri. Bazıları açıkça avcı, ellerinde mızraklarla sıra halinde yürüyorlar. Diğerleri ise daha tuhaf; görünüşe göre kalkık bacaklar üzerinde yüzüyorlar ve tüylerle ve bir durumda bir peygamber devesinin başıyla süslenmişler. Figürler, kayadaki dikey bir çatlağın sağında doğaüstü bir şekilde uzun.

Arkeologlar artık bu resimlerin şamanik bir trans sırasında tamamlandığına ve çoğunun sembolik anlamlar taşıdığına inanıyor. Örneğin fil, yağmur yağdırmayı temsil ediyor - mağara muhtemelen kutsal yağmur törenlerine ev sahipliği yapıyordu - yarık ise maddi dünya ile ruh veya "güç" dünyası arasındaki ayrımı temsil ediyor ve avcılar ikincisine geçerken bir dönüşüm geçiriyorlar (bu yüzden heybetli yapıları var). Duvardaki daha yüksekteki siyah figürler, Swaziland'a gelen ilk Bantu çobanlarını tasvir ediyor. Eser, kırmızı aşı boyası ve hayvan kanı kullanılarak incelik ve hassasiyetle yapılmış. Zamanın tahribatı göz önüne alındığında, bu kadar renk ve berraklığa sahip olması bir yana, günümüze ulaşmış olması bile neredeyse mucizevi görünüyor.

Nsangwini, Mbabane-Pigg's Peak ana yolundan ve Maguga Barajı çevre yolundan açıkça işaretlenmiştir. Asfalttan 7.5 km toprak yol vardır, ancak yol tüm araçlar için uygundur.

Yazar notu: Güney Afrika'nın uçsuz bucaksız bölgesine yayılmış mağaralardaki kaya resimlerini ve gravürleri "kaya sanatı" olarak tanımlamak ve etiketlemek iki nedenden dolayı yanlış ve yanıltıcıdır. Birincisi, resimler ve gravürler genellikle farklı sanatsal yeteneklerle yapılmış olsa da, amaçları sanatsal değil, şamanik, törensel ve terapötikti. İkincisi, resimler ve gravürler gerçekten de çeşitli şamanik, törensel ve terapötik işlevlere sahip olsa da, bunların belirli coğrafi güç, ruh ve enerji yerlerinin işaretleri olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. En önemlisi de budur; resimlerin ve gravürlerin (varsayılan) anlamı ne olursa olsun, coğrafi konumları birincil öneme sahipken, insan eliyle yapılmış eserler ikincil öneme sahiptir.